DÜNYADA ORİGAMİ ÖRNEKLERİ
1.
NASA ORİGAMİ ÖĞRENİYOR!
Uzaya malzeme göndermenin hayli
pahalı bir iş olması, uzmanları umulmadık yöntemler denemeye itmiştir.
Uzaya malzeme gönderecekseniz karşınıza çıkacak olan
en büyük sorun yüksek maliyettir. En güçlü roketlerin bile taşıma kapasitesi
çok fazla değildir. Mesela ESA’nın kullandığı ATV-5 aracı bir seferinde
yörüngeye 8 ton civarında yük götürebiliyor. Bu yük sıradan
bir tırın taşıdığından bile daha az ancak maliyeti bir tır filosu
kurmanıza yetecek kadar yüksek! Tabii bir de boyut meselesi var, taşımaya
çalıştığınız malzemeleri roketin içine sığdırabilmeniz gerekiyor.
İşte NASA bu sorunlarla başa çıkabilmek
için dikkatini antik Japon kağıt katlama sanatı olan Origamiye çevirmiş.
Aslında fikir NASA’ya ait değil. Bu yöntemi ilk kullanan kişi Japon
astro-fizikçi Koryo Miura ve ilk kez bir Japon uydusunda denenmiş. Ne var ki
NASA bu yöntemi çok daha fazla geliştirmenin ve çok daha büyük çaplı projelere
uygulamanın yollarını arıyor.
Bu bağlamda NASA’nın Jet Propulsion
Laboratory (JPL) alt kuruluşu ve Brigham Young Üniversitesi (BYU) arasında
yapılan işbirliği, uzmanların origami yöntemiyle büyük nesneleri küçük roketlerin
içine sığdırma teknikleri geliştirmesine yönelik işliyor. Burada öncelikli amaç çok büyük boyutlu güneş panellerini, çok küçük
boyutlara indirmek. Bu paneller bir kez uzaya çıktıktan sonra basit bir
hareketle açılarak çok büyük bir alanı kapsar hale geliyor, haliyle çok daha
fazla enerji üretebiliyorlar.
NASA’nın amacı, kapalıyken 1 metrenin
altında bir çapa sahip olan, ancak açıldığında 9 kat genişleyip 9 metre çapa
ulaşabilen bir güneş paneli geliştirmek. Bu ebatlardaki dairesel bir panel,
yörüngede rahatlıkla 250 kilowatt güç üretebilir. Halen yörüngede
kullanılan ve kare şeklinde katlanan güneş panelleri ise ortalama 14 kilowatt
seviyesinde kalıyorlar. NASA’nın geliştirmekte olduğu mikrodalga motoruyla
birleştiğinde,bu tür paneller rahatlıkla güneş sistemini keşfedebilecek yüksek
hızlı uzay gemilerinin inşasında kullanılabilir.
2.
Yutulabilir Origami Robotlar
İnsanlar
yanlışlıkla da olsa yakın çevremizdeki, evimizdeki yutulabilecek kadar küçük
olan birçok objeyi yutmaktadır. Özellikle bebek ve çocuklarda son derece yaygın
olan bu durum, yutulan maddenin cinsine ve/veya yapısına göre çok ciddi düzeye
hatta ölüme varan sonuçlar doğurabilmektedir. Bu şekilde yutulan maddelerden
birisi de küçük elektronik parçalar ve pillerdir.
AAP
(American Academy of Pediatrics) raporuna göre yalnızca Amerika Birleşik
Devletleri’nde her yıl 3500’den fazla düğme pil yutma vakası gerçekleşiyor.
Doktorlar bu duruma çok hızlı müdahale etmek zorunda, çünkü vücudun içine
alındıktan sonra iç organlarda iltihaplara, yanmalara ve hatta ölüme yol
açabiliyor.
Tüm
bunlara karşın, belki de ebeveynlerin bir nebze rahatlamasını sağlayacak
bir gelişme yaşandı. Amerika’dan MIT, İngiltere’den University of
Sheffield ve Japonya’dan Tokyo Institute of Technology araştırmacılarının ortak
çalışması ile geliştirilmiş olan ‘origami robotlar’ın sonuncusu MIT
Bilgisayar Bilimleri ve Yapay Zeka Laboratuvarı direktörü Daniela Rus
tarafından geliştirildi.
Geliştirilen
origami robot yutulabiliyor ve mideye ulaştığında katlı yerlerinden açılıyor.
Açıldıktan sonra bükülüp kıvrılarak yüzüyor ve böylelikle yutulan pilin
zararını gideriyor.
Robota
tutturulan magnet(mıknatıs) sayesinde dışardan uygulanan manyetik alan ile
hareketleri kontrol edilebiliyor. İki katmanlı yapısal malzeme robotun şeklini
verirken, bu iki katman arasında kalan kurutulmuş domuz bağırsağı ısı ile
büzüşerek bu şeklin değiştirilebilmesini ve dolayısıyla hareketliliği sağlıyor.
Mide
içerisinde sıvı bir ortam olduğu için, bu origami robotlar da kolaylıkla
yüzebiliyor. Araştırmacıların “stick-slip motion” (Türkçesi: tutma-bırakma
hareketi) olarak adlandırdığı hareket biçimi ile hareket kabiliyetinin yüzde
seksenini kazanan minik robotlar, midedeki sıvı hareketinden de yüzde yirmilik
bir katkı sağlıyorlar.
Küçük
ilaç kapsüllerine sığabilen robotlar, biyolojik olarak kolaylıkla
sindirilebilecek organik malzeme ve kalıcı mıknatıstan oluşuyor. Kapsül
çözündükten sonra serbest kalan origami robotlar, vücudun dışından manyetik
alan ile kontrol ediliyor ve tırtıl gibi bükülüp açılarak hareketini sağlıyor.
Robotlar, tutma-bırakma hareketi sırasında, önce yüzeye tutunup daha sonra
değişen ısı ile birlikte kıvrımlarından açılarak tekrar yüzeye tutunuyor
ve ileriye doğru hareketine devam ediyor.
Yapay
midelerde yapılan deneylerde son derece başarılı sonuçlar veren yüzücü origami
robotların, sağlık alanında da önemli uygulamalarda yer alabileceği
öngörülüyor. Özellikle yutulabilir origami robotlar üzerine yerleştirilecek,
yutulan ağır metal ve elektronik parçaların sindirilmesini sağlayacak ilaç
eklentileri ile artık daha hızlı tıbbi müdahale gerçekleştirilebilecek.
3.
Transformers
Artık Hayal Değil...
Harvard ve MIT bilim
adamları, insan müdehalesi olmadan, origami(kağıt katlama sanatı) ile düz
levha şeklinden 4 dakika içerisinde kendisini 3 boyutlu hâle getiren robot
geliştirdiler.
Başlangıç
Mühendis ekibi robotu
oluşturmak için küçük kağıt parçaları ve Shrinky Dinks (çiziminin ardından ısıtılınca
sertleşip plastikleşen bi malzeme) kullandı.Harvard Üniversitesi’nde Biyolojik
Canlı Mühendisliği, fakülte üyesi olan yazar Rob Wood, “Kendini bir araya
getirebilen bir robot yapmak ve hatta bunun için bir fonksiyonu dahi
gerçekleştirebilmek bir dönüm noktası ve bu yıllardır takip ettiğimiz bir iş.”
sözlerini sarf etti.
Egzotik Potansiyel
Harvard School of
Engineering and Applied Sciences (Harvard Uygulamalı Bilimler ve Mühendislik
Okulu) da doktora yapan öncü yazar Sam Felton, “Onlarca robotik uydu parçasını
hayal edin. Böylece onları uzaya gönderebilir ve anında uzaktan birleştirip bir
bütün haline getirebiliriz; fotoğraflar çekebilirler, veri depolayabilirler ve
daha fazlasını da yapabilirler.” sözleriyle bu ilerlemenin oldukça egzotik
potansiyele de sahip olduğunu belirtiyor.
Üretim
Ekip en uygun tasarımı
ve şablonu oluşturmak için bilgisayar tasarım araçlarını kullandı ve yaklaşık
40 prototipten sonra Felton kendini birleştirebilen ve yürüyebilen bir tasarıma
karar verdi. Koyu baskı yapan bir lazer yazıcı ve kendi elleriyle levhaları
üretmeye başladı. Origaminin kullanıldığı bir metot sayesinde çok ince
ayrıntılar ile oluşturulan bu tasarımı bir araya getirmek sadece 2 saat alıyor.
Ayrıca ekip origami ile standart “cıvata-somun” birleşiminden de uzak kalmış
oluyor. Bu sayede tasarım, düz bir levhaya 2 motor, 2 batarya ve bir de robotun
beyin görevini görecek mikro-denetleyici eklenmesi ile tamamlanıyor. Artık transformers
çok ta uzak bir hayal değil gibi gözüküyor.
Robert Lang: "Yeni Nesil Origami Katlıyor" TED Konuşması
Konuşmanın metni:
0:11 Konuşmamın
konusu "Kanat çırpan kuşlar ve uzay teleskopları." Bu
ikisinin birbiriyle bağlantılı olmadığını düşünürsünüz, fakat
umuyorum ki bu 18 dakikanın sonunda, ufak bir bağlantı göreceksiniz. Bağ
Origami. İzninize başlayayım. Origami nedir? Çoğunluk
origaminin ne olduğunu bildiğini düşünür. Şudur: Kanat
çırpan kuşlar,oyuncaklar,kağıt tuzluk, bu tip şeyler. Bu
origaminin olageldiği şeydir. Fakat başka birşeye dönüştü. Bir
sanat şekline, bir çeşit heykeltraşlığa dönüştü.
0:37 Ortak
tema — bunu origami yapan şey — katlamaktır, şekli bu sayede oluştururuz. Çok
eski bir sanat. Bu 1797den bir resim. Kadınlar, oyunckalarla oynuyorlar. Yakından
bakarsanız, şu şekil, turna olarak adlandırılır. Her
japon çocuğu bu turnanın nasıl katlandığını öğrenir. Bu
sanat yüzyıllardır var, ve düşünürsünüz ki bu kadar uzun
süredir varolan bir alanda — çok kısıtlı, sadece katlama — yapılabilecek
herşey çoktan yapılmıştır bile. Bu böyle olmuş olabilir.
1:07 Fakat
20. yüzyılda, Yoshizawa isimli bir japon katlayıcı geldi, ve
binlerce yeni tasarım oluşturdu. Daha da önemlisi, bir dil oluşturdu, bir
iletişim yöntemi, nokta, çizgi ve noklardan oluşan bir kod. Susan
Blackmore'un bahsettiği yeni bir bilgi aktarma aracına sahibiz, kalıtım
ve seleksiyona dayalı, ve bunun nereye vardığını biliyoruz. Bunun
origamide vardığı yer bunun gibi şekiller. Bu
bir origami figürü — tek yaprak, kesme yok, sadece katlama, yüzlerce
kat. Bu da origami, ve
bu modern dünyada nereye geldiğimizi gösteriyor. Natüralizm.
Detay. Boynuzlar yapabiliyorsunuz, antenler — hatta,
yakından bakarsanız, toynaklar.
1:54 Ve bu
şu soruyu ortaya atıyor: ne değişti? Ve değişen şey bir
sanat türünde beklemediğiniz bişey, o da matematik. İnsanlar
matematik prensiplerini sanata uyguladı, temelindeki
kanunları keşfetmek için. Ve bu çok kuvvetli bir araca götürüyor. Bir
çok alanda — ve origamide üretkenliğin sırrı, ölü
insanların senin işini yapmasına izin vermek.
2:21 (Gülüşme)
2:22 Çünkü
yapabileceğiniz şu: probleminizi alıp, başkasının
çözdüğü bir probleme dönüştürebilir, ve onların çözümlerini kıllanabilirsiniz. Ben
size bunu oragamide nasıl yaptımızı anlatmak istiyorum. Origami
kat şablonları etrafında döner. Bu kat şablonu bir origami figürünün temelindeki
mavi kopyadır. Ve bunları rastgele çizemezsiniz. Bunların
4 basit yasaya uyması gerekir. Çok basit ve kolay anlaşılabilir 4 yasa.Birincisi
iki-renk yasası. Her kat şablonu sadece iki renk kullanarak ve aynı
renkler çakışmayacak şekilde renklendirebilirsiniz. Her
köşede kesişen tepe katlarının sayısı ile vadi
katlarının sayısı arasındaki fark —her zaman ikidir. İki fazla veya iki az. Başka
birşey değil. Bir katın çevresindeki dairenin üzerindeki açıları
numaralandırısanız, çift numaralı açıların toplam 180 derece, tek
numaralı açıların toplam 180 derece olduğunu görürsünüz. Ve
yüzeylerin dizilişine bakarsanız, görürsünüz ki, kenar ve yüzeyleri, nasıl
düzenlerseniz düzenleyin, bir yüzey hiçbir zaman bir
kenarı geçemez. Bu 4 basit yasa. Origamide ihtiyacınız olan tek
şey bunlar. Origaminin tamamı bunlardan türüyor.
3:30 Düşünürsünüz
ki, "Dört basit yasa bu karmaşıklığı ortaya çıkarabilir mi?" Fakat
gerçekte, kuantum mekaniğinin yasaları bir peçeteye yazılabilir, buna
rağmen kimyanın bütününü, hayatın ve tarihin tamamını yönetirler. Bu
yasalara uyarsak, harika şeyler yapabiliriz. Orimadide
bu yasalara uymak için, basit şablonları alabiliriz — doku
adı verilen bu tekrarlayan şablon gibi — tek
başına birşey ifade etmez. Fakat origaminin yasalarına uyarsak, bu
şablonları, kendisi de çok çok basit olan başka bir şablonun
içersine koyabiliriz fakat hepsini bir araya getirince, biraz
farklı birşey elde ederiz. Bu balık, 400 pul — tek
bir kesilmemiş kare, sadece katlama. 400 pul katlamak istemiyorsanız, geriye
çekilip sadece birkaç şey yapabilirsiniz, bir
kaplumbağanın zırhına yüzey, ya da parmaklar. Ya
da ileriye gidip bir bayraktaki 50 yıldızve 13 çizgiye yükselebilirsiniz. Gerçekten
çılgın birşey yapmak istiyorsanız, bir yılanın üzerindeki 1000 pul.Bu parça aşağıda
sergileniyor, fırsat bulursanız bir göz atın.
4:36 Origaminin
en etkili araçları varlıkların belli kısımlarını nasıl yaparız
sorusuyla bağlantılı. Bunu şu basit denklik ile ifade edebilirim. bir
fikri alıyoruz, onu bir kare ile kombine ediyoruz, ve bir origami
figürü elde ediyoruz.
4:48 (Gülüşme)
4:52 Önemli
olan bu sembollerle ne kastettiğimiz. Diyebilirisiniz ki, "Gerçekten bu kadar
spesifik olabilir misiniz? Yani, bir makaslıböcek — çene olarak iki noktaya
sahip, antenleri var. Detayda bu kadar spesifik olabilir
misiniz?" Ve evet, olabilirsiniz. Peki
bunu nasıl yapıyoruz? Tamamını daha küçük adımlara bölüyoruz. Şu
denkliği açmama izin verin. Fikrimizle başlayayım. Onu soyutluyorum. En
soyut şekil nedir? Bir çizgi figür. Bu çizgi figürden bir şekilde katlanmış şekli
elde etmeliyim, aslının her parçasına bir kısım karşılık gelmeli, her
bacağına karşılık bir çıkıntı/kulak. Bir kere bu temel şekli elde ettik mi, bacakları
daraltabiliriz, bükebiliriz, ve son hailne getiebiliriz.
5:35 Şimdi
ilk adım, gayet basit. bir fikri alın, çizgi figürünü çizin. Son
adım da çok zor değil, fakat orta adım —soyut tanımlamadan katlı şekle geçiş — burası
zor. İşte burası, matematiksel fikirlerin tepeyi
aşmamızı saşladığı nokta. Hepinize bunun nasıl yapıldığını göstereceğim ki, burdan
çıkıp birşey katlayabilin. Fakat ufaktan başlayalım. Bu
temel birçok kulağa sahip. Biz tek bir kulağı nasıl yapacağımızı öğrenelim. Tek
bir kulağı nasıl yaparız? Bir kareyi alın. Ortadan katlayın, ortadan
katlayın, tekrar katlayın, uzun ve dar olana kadar, ve
bunun sonunda deriz ki, bu bir kulak. Bunu bir bacak, bir kol, benzeri birşey için
kullanabilirim.
6:14 Bu
kulağa nasıl bir kağıt parçası harcadık? Kağıdı
açıp kat şablonuna geri dönersek, görürsünüz ki bu şeklin üst sol köşesi kulağı
oluşturan kısım. Yani bu kulak, kağıdın geri kalanı bundan artan. Bu
kısmı başka birşey için kullanabilirim. Bir
kulağı yapmanın başka yolları da var. Bir kulağın başka boyutları da var. Kulağı
daha ince yaparsam, daha az kağıt kullanabilirim. Kulağı
mümkün olduğunca ince yaparsam,en az miktarda kağıt kullanmış olurum. Burda
görüyorsunuz, bir kulak için bir çeyrek daireye ihtiyaç var.Kulağı yapmanın
başka yolları da var. Kulağı kenara yerleştirisem, yarım daire kadar
kağıt harcıyor. Kulağı kağıdın ortasından yaparsam, tam bir daire
harcıyor. Yani kulağı nasıl yaparsam yapayım, kağıdın
dairesel bir alanının bir parçasına ihtiyaç var. Şimdi
ölçeği büyütebiliriz. Birçok kulağa sahip birşey yapmak istersem ne
olacak? Neye ihtiyacım var? Bir sürü daireye.
7:08 1990
larda origami sanatçıları bu prensipleri keşfettiler ve
sadece daireler yerleştirerek her karmaşıklıktafigürü yapabileceğimizi
farkettiler. Ve bu noktada ölmüş olan insanlar bize yardımcı
oluyor, çünkü birçok kişi daireleri bir alana yerleştirme
problemini inceledi. Ve ben daire yerleştirme ve düzenleme ile
ilgilenen matematikçilerin ve sanatçıların bu geniş tarihine dayanabilirim. Ve
o örnekleri şimdi origami şekilleri oluşturmak için kullanabilirim. Daireleri
yerleştirmekte kullanacağımız kuralları çözdük, daha
başka kurallara göre dairelerden oluşan bu şablonu doğrularla
süslüyorsunuz. Bunlar katları oluşturuyor. Bu
katlar temel şekli oluşturuyor. Temeli şekillendiriyorsunuz. Katlanmış
bir şekil edle ediyorsunuz — burda bir hamam böceği. Ve
olay bu kadar basit.
7:52 (Gülüşme)
7:55 O kadar
basit ki bir bilgisayar bunu yapabilir. "O
da basit mi?" diyebilirsiniz. Şöyle ki, bilgisayarlar için herşeyi çok basit
temel terimlerle açıklayabilmeniz gerekir, ve bu kurallarla bunu
yapabiliriz. Birkaç yıl önce bir program yazdım adı
TreeMaker (AğaçYapan), web sayfamdan indirebilirsiniz. Bedava.
Tüm temel platformlarda çalışıyor — Windows'ta bile.
8:12 (Gülüşme)
8:14 Ve siz
sadece bir çizgi figür çiziyorsunuz, program size kat şablonunu hesaplıyor. Daireleri
yerleştirmeyi yapıyor, kat şablonlarını hesaplıyor, ve
demin gösterdiğim çiygi figürü kullanırsanız — ki
bunun bir geyik olduğu belli, boynuzları var — bu
kat şablonunu elde edersiniz. Bu şablonu alıp, noktalı doğrular boyunca
katlarsanız, geyik şekli verebileceğiniz bir
temel elde edersiniz, aynen istediğiniz kat şablonlarına sahip. Ve
farklı bir geyik isterseniz, ak kuyruklu geyik değil, bir katır geyiği, veya
bir sığın geyiği, yerleşimi değiştiriyorsunuz, ve
bir sığın yapabiliyorsunuz. Ya da bir mus. Ya
da herhangi başka bir çeşit geyik. Bu teknikler bu sanatta bir devrime sebep oldu. Böcekleri
yapabildiğimizi gördük, örümcekler, bacaklı
şeyler, bacaklı ve kanatlı şeyler, bacaklı ve antenli şeyler. Ve
eğer peygamberdevesini tek bir kesilmemiş kağıttan katlamak yterince
ilgi çekici değilse, o zaman iki tane peygamberdevesini tek
bir kare kareden yapabilirsiniz. Dişi erkeği yiyor. Ben
bunu "çerez zamanı" olarak adlandırıyorum.
9:17 Böceklerden
daha fazlasını yapabiliriz. Mesela bunu — detaylar koyabilirsiniz, parmaklar
ve pençeler. grizi ayısının pençeleri var. Bu
kurbağanın parmakları var. Artık birçok origami sanatçısı modellerine parmak
koyuyor. Parmaklar bir origami Mem'i haline gelmiştir, çünkü
herkes yapıyor. Birden fazla subje yapabilirsiniz. Bunlar
birkaç çalgıcı müzisyen. Gitar çalan tek bir kareden, bas
çalan tek bir kareden. Ve derseniz, "Ama gitar, bas — bunlar
o kadar çekici değil. Daha karmaşık bir enstrüman yap." O
zaman bir org yapabilirsiniz.
9:51 (Gülüşme)
9:54 Ve bu
talep-üzerine-origami üretimine olanak verdi. Şimdi
insanlar, "Ben tam olarak şunu, şunu ve şunu istiyorum," diyebiliyor
ve siz de onu katlayabiliyorsunuz. Bazen yüksek sanat oluşturuyorsunuz, ve
bazen ticari işler yaparak faturaları ödüyorsunuz. Size
birkaç örnek göstermek istiyorum. Burda gördüğünüz herşey, araba
hariç, origamidir.
10:16 (Video)
10:44 (Alkış)
10:47 Sadece
size göstermek için, bu gerçekten katlanmış kağıt. Bilgisayarlar
objeleri hareket ettirdi, ama bunlar gerçek, bizim katladığımız objeler. Ve
bu sadece görselleştirme için kullanılmıyor, gerçek
hayatta da faydalı oldukları ortaya çıkıyor. Sürpriz
bir şekilde, origami ve origamide geliştirdiğimiz yapıların tıpta,
bilimde, uzayda, insan vücudunda, elektronikte ve
daha birçok alanda uygulamalarının olduğu ortaya çıkıyor.
11:12 Bu
örneklerden bazılarını size göstermek istiyorum. En
eski örneklerden birisi bu, bu katlı şablon, bir
Japon mühendis olan Koryo Miura tarafından incelendi. Bir
kat şablonunu inceledi ve farketti ki, bu çok basit bir açma ve kapama yapısına sahip son
derece kompakt bir paket haline katlanabiliyor. Ve
bunu bu solar diziyi tasarlamak için kullandı. Bu
bir sanatçının çizimi, fakat aslı japon bir teleskop ile 1995'te
uzaya uçtu. Şu anda James Webb Teleskpu'nun içerisinde gerçekten
küçük bir origami var, ama çok basit.Teleskop uzaya çıkıyor, iki
yerden açılıyor. Üçte bir parçalar halinde katlanıyor. Çok sade
bir şablon —buna origami bile demezsiniz. elbette
origami sanatçılarıyla konuşmaları gerekmedi.
11:55 Fakat
bundan daha yükseğe ve daha büyüğe doğru çıkmak istiyorsanız, o
zaman biraz origamiye ihtiyacınız olabilir. Lawrence
Livermore Ulusal Laboratuvarı'nda mühendislerin daha büyük bir telekop fikirleri
vardı. Ona gözlük camı diyorlardı. Jeosenkron
(yer yüzüyle eş zamanlı) bir yörüngede, 25,000
mil yükseklikte, 100-meter çapındaki bir lens. Futbol
sahası büyüklüğünde bir lens düşünün. Bununla ilgilenen iki grup insan vardı: gezegen
bilimciler, yukarıya bakmak isteyen, ve aşağıya bakmak isteyen başka insanlar. Yukarıya
da, aşağıya da baksanız, uzaya nasıl çıkarırsınız? Oraya bir roketin
içerisinde çıkarmak zorundasınız. Ve roketler küçük. Dolayısıyla onu daha da küçük
yapmalısınız. Büyük bir cam levhayı nasıl daha küçük
yaparsınız? Bunun tek yolu herhangi bir şekilde katlamaktır. Yani
buna banzer birşey yapmalısınız. Bu küçük bir modeldi.
12:44 Katlanmış
lens, panelleri bölüyorsunuz, dirsek ekliyorsunuz. Fakat
bu şablon 100 metreyi birkaç metreyeküçültmede işe yaramayacak. Onun
için Livermore mühendisleri, ölmüş insanların, ve belki canlı origamistlerin, yapmış
oldukları işlerden faydalanmak istediler, ve
dediler ki "Bakalım başkası böyle birşey yapmış mı." Origami
topluluğuna baktılar, irtibata geçtik, ve onlarla çalışmaya başladım. Beraber
bir şablon geliştirdik, istediğiniz ölçeğe uygulanabilir, herhangi
yassı bir çemberin çok düzenli, kopakt bir silindir haline katlanmasına izin veriyor. Birinci
jenerasyonları için bunu kullandılar, 100 metre değil — beş metreydi. Fakat
bu beş-metrelik teleskop — çeyrek mil odak uzaklığına sahip. ve
test sınırları içersinde mükemmel çalışıyor, ve
gerçekten gayet küçük bir parça haline katlanıyor.
13:32 Uzayda
başka origami de var. Japan Aerospace [Keşif] Ajansı bir solar yelkenli
uçurdu, burda yelkenin açıldığını görüyorsunuz, ve
hala kat çizgilerini görebiliyorsunuz. Burda çözülen problem şu: hedefine
vardığında büyük ve çarşaf gibi, fakat yolculuk esnasında küçük olması gereken
birşey. Ve bu problem uzaya da gitseniz, vücudun
içersine de girseniz geçerli. Bu da sonraki örnek. Bu
Oxford Üniversitesi'nde Zhong You tarafından geliştirilen bir
kalp protezi. Hedefine varınca tıkanmış bir damarı açık
tutuyor, fakat oraya yolculuğu esnasında çok daha küçük
olmak zorunda, damarlarınızdan geçebilmek için. Ve
bu protez bir origami şablonu kullanılarak katlanıyor, su
bombası temeli adı verilen bir modele dayanıyor.
14:18 Hava
yastığı tasarımcıları da yassı yüzeyleri küçük bir alana sığdırma
problemini çözmek zorunda. Ve onlar tasarımlarını simulasyon yolu ile yapmak
istiyor. Dolayısıyla bilgisayarda, bir hava yastığını nasıl
yassılaştıracaklarını hesaplamak zorundalar. Bizim
böcek yapmak için geliştirdiğimiz algoritmalar hava
yastığı simulasyonlarında çözüm oldu. Böylece
bunun gibi bir simulasyon yapabiliyorlar. Bunlar
oluşan origami katları, ve şimdi hava yastığını şişerken görüyorsunuz ve
çalışıp çalışmadığını öğreniyorsunuz. Ve bu gerçekten ilginç
bir fikre götürüyor.
14:54 Bunlar
nerden geldi? Kalp protezi küçük
şişirilen kutudan gelmişti, belki ilkokulda öğrenmişsinizdir. Aynı
şablon, su bombası temeli adlı. Hava yastığı yassılaştırıcı algoritma, daire
yerleştirmedeki gelişmelerdenve sadece böcek ve bacaklı şeyler yapabilmek
için geliştirilen matematiksel teorilerden geliyor. Olay şu ki, bu matematikte ve bilimde sık
olan birşey. Matematiği işe kattığınızda, sadece estetik
sebeplerle ya da sadece güzel birşey üretmek için, çözdüğünüz
problemler, dönüp dolaşır ve gerçek hayatta bir
uygulamaya sahip oldukları ortaya çıkar. Tuhaf
ve şaşırtıcı gelse de, origami bir gün bir hayat bile kurtarabilir. Teşekkürler.
15:45 (Alkış)
Manu Prakash: "Katlama
sanatıyla yapılan 50 sentlik bir mikroskop" TED Konuşması
Konuşmanın metni:
0:11 Yıl
1800'dü. Merak uyandırıcı, küçük bir icattan söz edilmeye
başlanmıştı. Adına mikroskop deniliyordu.Size çıplak gözle
görülemeyen küçüçük yaşam formlarını görme
olanağı sağlıyordu. Çok geçmeden bir tıbbî keşif, bu
küçük yaşam formlarının birçoğunun insanlardaki korkunç hastalıkların nedeni
olduğunu ortaya çıkardı. Bir İngiliz annenin çay bardağında içtiği
şeyin aslında bir canavar çorbası olduğunu anladığı
anda topluma neler olduğunu düşünün, öyle uzaklarda da değil. Bu görsel Londra'dan.
0:48 200 yıl
ileri saralım. Bu canavar çorbası hala etrafımızda, tropik
kuşaktaki gelişmekte olan ülkelerin başına çöreklenmiş (kök salmış) durumda. Yalnızca
sıtma tek başına yılda bir milyon ölüme neden oluyor ve
bir milyardan fazla insanın sıtma enfeksiyonlarının farklı türlerinin tehdidi
altında olduğundan test edilmeleri gerekiyor.
1:11 Bu
canavarlara bir isim koymak doğrusu çok kolay. Turuncu
Akridin benzeri bir renklendirici alırsınız bir
floresan renklendirici ya da Giemsa tipi de olabilir bir
de mikroskobunuz varsa, canavarlara bakabilirsiniz.Hepsinin yüzleri vardır. Peki
Kenyalı Alex, Bangladeşli Fatima, Mumbaili Navjoot Ugandalı
Julie ve Mary, neden hastalandıklarında tanı
konulması için aylarca bekliyorlar? Bunun başlıca nedeni;
tanılamanınölçeklenebilirliğinin ulaşamayacakları yerde olması. Bir
milyar rakamını anımsayın.
1:48 Sorun
mikroskobun kendisinden kaynaklanıyor. Çağdaş bilimin zirvesinde olsa bile, araştırma
mikroskopları, saha (alan) testleri için tasarlanmamıştır. Üstelik
tanı koymak için tasarlanmamışlardır da.Ağırdırlar, hantaldırlar,
çalışır durumda tutulmaları hakikaten zordur ve çok pahalıdırlar. Bu
fotoğraf bize Mahatma Gandi'nin 40'lı yıllarda Hindistan'daki
aşramı Sevagram kasabasında tüberkuloz tanılamasında kullandığı mikroskobun bugün
bizim kullandığımızla aynı olduğunu gösteriyor.
2:19 Öğrencilerimden
ikisi, Jim ve James, Hindistan ve Tayland etrafında dolaşırken bu
sorun hakkında düşünmeye başladılar. Bağışlanmış her çeşit donanım gördük. Mikroskop
lenslerinde büyüyen mantarlar gördük. Çalışır durumda mikroskopları olan ancak bu
cihazı açmasını bile bilmeyen insanlar gördük. Bu
geziden ve çalışmadan ortaya çıkan fikir Katlaskop
(Katlanabilir Mikroskop) adını verdiğimiz şeydi.
2:44 Peki,
Katlaskop nedir? Katlaskop, sadece kağıt katlayarak yapılan, florasan,
aydınlık alan, kutuplama, projeksiyon gibi tüm
ilerlemiş mikroskobi tekniklerine uygun, tümüyle
işlevsel bir mikroskoptur. Şimdi
aklınıza gelen, bunun nasıl mümkün olduğu? Size
bazı örnekler göstereceğim ve bazılarını gözden geçireceğiz. Tek
bir yaprak kağıtla başlıyor. Burada gördükleriniz, işlevsel bir aydınlık alan ve
florasan mikroskobu yaparken gerekebilecek bileşenler. Üç
aşama var: Bunlar: optik aşaması, aydınlatma aşaması ve mask
holding aşaması. Alt kısımda kağıdın içerisine yerleştirilmiş mikro
gözler var. Yaptığınız şey şu, bunu alıyorsunuz ve
aynı bir oyuncakla oynarmışcasına ki öyle de, bunu
söküyorum ve ayırıyorum.
3:48 Kağıdın
üstünde görsel ya da herhangi bir dilde yazı yok. Bir
kod var, içine yerleştirilmiş bir renk kodu,size elinizde tuttuğunuz mikroskobu
nasıl katlamanız gerektiğini gösteriyor. Tamamlandığında,
buna benzer bir şey oluyor, standart bir mikroskobun tüm işlevlerine
sahiptir, XY eksenlerinde devinimi sağlamak için bir kısmı
var, yani bir örneğin içine sokulabileceği, aynı
buradaki gibi. Bunu değiştirmek istemedik çünkü yıllar
boyunca optimize edilegelmiş bir standart bu ve
çoğu sağlık çalışanı bu tip kullanıma alışkın. Değişen
şey bu fakat bir çok farklı hastalık için standart
boyamaların hepsi aynı biçimde kalıyor. Bunu
içine takıyorsunuz. Bir XY eksen kısmı var ve
bir de eğilebilir bir mekanizma olan odaklama kısmı var, kağıdın
kendi içine yapılmıştır ve mikron mertebesinde hareket
etmesini ve odaklanabilmesini sağlar.
4:41 Bu
nesnenin gerçekten ilgi çekici tarafı şu, -bunu
yapınca öğrencilerim gıcık oluyorlar fakat yine
de yapacağım- bunlar çok sağlam aygıtlar. Ben
bunu çevirip yere atabilirim ve üstüne basıp ezmeye çalışabilirim. Kağıt
gibi, çok esnek bir malzemeden yapılmış olmalarına rağmen dayanırlar,
bozulmazlar.
5:02 İşin
bir diğer eğlenceli yönü ise bu bizim standart tanılama aleti olarak gönderdiğimiz
şey, ancak elimde tuttuğum zarfın içerisinde birbirinden
farklı yapılandırmalara sahip 30 farklı katlaskopum var, hepsi tek dosya
içerisinde. Şimdi rastgele birisine seçeceğim. Bu
gördüğünüz, özellikle sıtma için tasarlanmış olandır zira
içine sıtma tanısı koyabilmemize olanak veren florasan
filtreler yerleştirilmiş. Buradan belirli hastalıklar için tasarlanmış mikroskoplar
fikri doğuyor.
5:34 Şu ana
dek, bu aygıtlardan ne gördüğümü gözlerinizle göremediniz. Yapmak
istediğim şey şu, eğer ışıkları kısabilirsek, lütffen, Katlaskopların
aynı zamanda projeksiyon mikroskopu da oldukları ortaya çıktı. İki
mikroskobum var, -döndüreceğim duvarın arkasına gidip- sadece
yansıtacağım ve böylece ben tam olarak ne görüyorsam siz
de onu görebileceksiniz. Baktığınız şey — (Alkışlar)
— Bu bir bileşik gözün, kesit alanıdır ve
yakınlaştırdığımda, tam oraya doğru Z ekseni boyunca hareket ediyorum. Lenslerin
kesit alanında nasıl beraber kesilmiş olduğunu görüyorsunuz. Bir
diğer örnek, en sevdiğim böceklerden, olan sinek -bunlardan
nefret etmeye bayılıyorum- ve şimdi bir culex pipiens (adi sivrisinek) 'in
antenini görüyorsunuz. İşte orada. Hepsini
betimlediğim mikroskop sayesinde gördünüz.
6:29 Eşim,
ne zaman giysilerimi kurutucuda unutsam, onları yıkayarak mikroskoplarımızdan
birkaçını test etmiş oldu. Su
geçirmez oldukları ortaya çıktı ve — (Kahkahalar) — bu
gördüğünüz florasan su ve görüp göremediğinizi bilmiyorum ama bu
size projeksiyon sisteminin nasıl çalıştığını gösteriyor. Işın
demetinin nasıl yansıtıldığını ve büküldüğünü görme fırsatınız oluyor.
6:55 Işıkları
yeniden açabilir miyiz?
6:58 Şimdi
sürem bitmek üzere olduğundan üretim maliyetleri açısından ne kadara mal
olduğunu sizlere hızlıca göstereceğim en
önemli fikir roll-to-roll üretim biçimiydi böylece
bunu parçalar ve masraflar dahil 50 sente ürettik. (Alkışlar) Bu
bize mikroskobi konusunda yeni bir paradigma hakkında düşünebilmemizi
sağlıyor,adına kullan-at mikroskopi diyoruz. İçe
girebilen kimi parçaları size hızlıca anlatmaya çalışağım. Bu
bir yaprak kağıt. Bu fikir üstünde düşündüğümüz zaman. Bu
A4 büyüklüğünde bir kağıt yaprağı. Bunlar bilfiil gördüğünüz üç aşama. Optik
bileşenler, eğer sağ taraftaki kuruluma bakarsanız, çok
yüksek veri çıktısı üretebilecek lensleri kağıdın
içerisinde üretebilecek bir yöntem bulmalıydık, bunu
başarmak, yani kağıdın içinde renksemez(akromatik) lensler
yapabilmek için, bir öz montaj süreci ve yüzey gerilimi kullanılıyor.İşte lenslerin
gittiği yer burası. Birkaç ışık kaynağı var. Esasen,
işin sonunda, bütün parçalar origami sayesinde hizalanıyor, origaminin
bize mikron mertebesinde optik hizalama yapabilme kesinliği vermesine
dayanarak. Yani bu gördüğünüz önemsiz bir oyuncak gibi
görünse de bunun gibi bir şeyin üretilebilmesini olanaklı
kılan mühendislik çabası oldukça gelişkin ve
karmaşıktır.
8:06 Evet,
işte tipik olarak bu aletlerin, bu mikroskopların çok çetin koşullara dayanabileceklerini
göstermek istesem üçüncü kata çıkıp, orada atardım. Görüyorsunuz
ki çalışmaya devam ediyor.
8:19 Bizim
için sıradaki adım, sahadaki testlerimizi tamamlamak. Yazın
sonunda başlıyoruz. Binlerce mikroskop yapacağımız bir aşamadayız. Bu
belirli bir yerde, en yüksek yoğunluklu mikroskoplarla, saha
denemelerini ilk kez yapışımız olacak. Sıtma,
Chagas hastalığı ve giardia için hastalarından veri toplamaya başladık.
8:41 Sizleri
bu görsel ile başbaşa bırakmak istiyorum. Uygulamalı
bilim eğitimi ile küresel sağlık arasında daha
önce öngöremediğim ama hakikaten ilginç bir bağlantı var. Yarınlar
için, canavar çorbasıyla savaşacakçocuklara
verdiğimiz araç gereçler nelerdir? Yazıcılarından
bir katlaskop çıkartıp ceplerinde taşıyabilecek olabilmelerini çok
isterim.
9:01 Teşekkür
ederim.
9:04 (Alkışlar)
Yorumlar
Yorum Gönder